T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / TUZLA - EMİNE YILDIZ ORTAOKULU

ERGENLİK

ERGENLİK

A-Ergenlik Dönemi

                                   B- Ergenlik dönemi ve Çocuk Aile İlişkisi

                  C- Ergen İlişkileri ve Büyüme

 D- Ergen ve İlgileri

                            E- Onlar ne çocuk ne de bir yetişkin

 

ERGENLİK DÖNEMİ  

        Ergenlik döneminin başlama yaşı, cinsiyete ve ülkelere göre değişmektedir.Ortalama olarak bu dönem, 11 yaşında başlar.11 - 13 yaşları arasına giriş dönemine (puberte dönem) diyoruz.Ergen, ne çocuk ne de yetişkindir. Kimliğini belirlemeye çalışan bir bireydir.

Ergenlik (13-18 yaş ) Döneminin Genel Özellikleri:

  • Her iki cinsiyetle de olgun ilişkiler kurabilme.
  • Eril ya da dişil toplumsal rolü gerçekleştirme.
  • Bedensel özelliklerini kabul etme ve bedenini etkili bir şekilde kullanma.
  • Ana-babadan ve diğer yetişkinlerden duygusal bağımsızlığı gerçekleştirme.
  • Aile yaşamına ve evliliğe hazırlanma.
  • Bir mesleğe hazırlanma.
  • Davranışlarını yönetebilmek için gerekli değerler ve ahlaki sistem geliştirme.
  • Sosyal sorumluluklar isteme ve başarma.

       Aile İlişkileri:

  • Ergenlerin bu dönemde ailelerine olan bağımlılıkları azalır.
  • Hiçbir şeyi beğenmez, sürekli şikâyet edecek bir şeyler bulurlar.
  • Eve istediği zaman girip çıkmak ister.
  • Ailesinin en ufak bir eleştirisine büyük tepkiler verir. Kendine yöneltilen eleştirileri kabul etmez, sürekli eleştirmeyi sever.
  • Boşvermişlik içindedir.
  • Anne-babasının beğenileriyle alay eder.
  • Anne-babasının düşüncelerini eskimiş bulur. Onlardan öğrenecek hiçbir şeyi kalmamış sanır.
  • Aileyle fikir bazında çatışma , isyankâr tutum bu dönemde artar.
  • Bu dönemde aileye büyük bir görev düşer. Aile bu davranışların bir süre sonra geçeceğini bilmeli ve sabırlı davranmalıdır.

       Arkadaş İlişkileri:

  • Ergen için arkadaşları çok önemlidir.
  • Arkadaşlarının kendisi için ne düşündüğü çok önemlidir.
  • Bu dönemde ergenler kendi aralarında arkadaş grupları oluştururlar.
  • Bu grupların kendi aralarında yazısız kuralları vardır. Kurallarına uyan kişileri gruplarına alırlar.
  • Her ergen bir arkadaş grubunda olmak ister.
  • Erkeklerin kurdukları gruplar daha kalabalıktır, ilişkiler yüzeyseldir.
  • Kızlardan oluşan gruplar daha küçüktür, ilişkiler ise daha sıkıdır.
  • Ailesi içinde geçimsizlik ve dengesizlik olan ergenlerde, bir baskı hakim ise masum arkadaş grupları yerine çeteye yönelir. 

       Kız-Erkek İlişkileri:

  • Ergenliğin ortalarına doğru, karşı cinse olan ilgi artar.
  • Ergen, karşı cinsin ilgisini çekebilmek için giyim kuşamına dikkât eder. 

       Ergenlik Dönemiyle İlgili Duygular:

  • Kızlar, erkeklerden daha erken duygusal olgunluğa ulaşır ve duygularını kontrol edebilirler.
  • Ergenin duygularında bir yoğunlaşma görülür, bunu dışarı vurma ihtiyacı güder. Ergen yaşadığı olumsuz duyguları bağırarak, ağlayarak, el - kol hareketleri yaparak belli eder.
  • Ergenin yaşadıkları olumlu duygularsa, şiir, öykü yazar ya da hatıra tutar.
  • Ergen duygularını daha çok arkadaşlarıyla paylaşmaktan hoşlanır.
  • Aşık olmak bu dönemde baskın bir duygudur. Bazen bunu karşı cinse belli edebilir, bazen de duygularını saklamayı tercih edebilir.
  • Bu dönemde aşırı şekilde hayal kurma görülür.
  • Ergende yalnız kalma isteği vardır.
  • Ergen, sosyal ilişkilerden korkar.
  • Sevgi, ergenin ihtiyacı olan bir duygudur.

       Soyut İşlemler Döneminin Özellikleri:

  • Genelleme, tümden gelim - tüme varım gibi zihinsel işlemleri rahatlıkla yapabilir.
  • Bir sorunun çözümünde birçok faktörü görebilir ve ele alabilir.
  • Mecazi söyleyişi anlayabilir.
  • Mizah ve espri anlayışı da gelişmiştir.
  • Mantık oyunlarını sever ve onlarla uğraşır.
  • Tartışmalara katılmayı sever.
  • İnsanlık, hürriyet, adalet ve din gibi soyut kavramları anlamaya başlar ve düşünebilir.
  • Kişiye, yere ve zamana göre değişen görece kavramlar da bu dönemde edinilir. Kuralların değişebileceğini kavramaya başlar.
  • Ergen, kendi kendini çok eleştirir, kendini çok eleştirdiği için de herkes tarafından eleştirildiğini sanır.
  • Sanki herkesin dikkâti onun üzerindedir, herkes onun dış görünüşüne çok önem vermektedir.
  • Ergenin ben merkezci düşünce biçiminin diğer bir özelliği de kendi düşüncesinin, kendi inançlarının en doğru en orijinal olduğunu sanmasıdır.
  • Ergen, bir çelişkiler dünyasında yaşamaktadır. Bir yandan çevresindekilerin kendisine ilişkin düşüncelerine çok önem verirken, bir yandan da kendisini herkesten daha akıllı sanmaktadır.
  • Ergenler kendilerini olduğu gibi yargılamadan kabul eden, sevgi, saygı gösteren, güven ve destek veren özdeşim modelleri ile karşılaşma şansına sahip olurlarsa, sağlıklı bir kimlik geliştirebilirler.
  • Ergenlik dönemi, kısaca bireyin çevresiyle ve kendisiyle çatışma halinde olduğu bir dönemdir.

       Kimliğe Karşı Rol Karışıklığı

  • ( ergenlik dönemi, 12-18 yaş = Erik Erikson ): Bu dönem boyunca, cinsel olgunlaşma ve beden büyümesi oldukça hızlıdır.
  • Kadın ya da erkek kimliği gelişir.
  • Arkadaşları ile toplumun söyledikleri birbirine uymadığı zaman çatışma olur.

       Genital Dönem ( 11-18 yaş = Freud )

  • Cinsel çekicilik, toplumsallaşma, grup etkinlikleri, meslek planlaması ve yuva kurma gereksinmeleri belirir. Bu dönemin amacı, ergenin ana babasına olan bağımlılığından koparak aile dışındaki karşı cinsele olgun ilişkiler kurabilmeyi öğrenmektir.

       Büyüme:

  • Ergenlik dönemi, büyümenin yeniden hızlandığı, biyolojik değişim ve olgunlaşmanın tamamlanarak çocuğun artık erişkin görünümüne girdiği dönemdir.

       NOT: Kızlar ergenliğe erkeklerden daha önce girdikleri için erkeklerden daha uzundurlar. 
Erkekler, 14 yaş civarında kızlara ulaşırlar ve onları geçerler. Aynı zamanda, 12-14 yaşları arasında kızlar erkeklerden daha ağırdır.

  • Kas kütlelerinde ¼ oranında artış görülür. Bu da ergenin sportif etkinliklere ve yoğun antrenmana hazırlıklı olmasını sağlar.
  • Kız çocukları 8-13 yaşlarında ergenliğe girebilir.
  • Erkek çocukları 9,5-15 yaşlarında ergenliğe girebilir.
  • Ergenlik süresi 2-6 yıl arasında sürebilir.
  • Ergenlik başlangıcında erişkin boyun % 80' i olan boy uzunluğu 2-4 yıl içinde erişkin boyun % 99'na ulaşır.
  • 10-12 yaşlar arasında kızlar erkeklerden daha iri olurlar.
  • Büyüme hızı doruğu kızlarda ® 9 cm/yıl  erkeklerde 10,5 cm/yıl
  • Boy uzaması kızlarda 16-18 yaşlarında erkeklerde 18-20 yaşlarında durur.
  • Genelde kızların 14 yaşından sonra uzamalarının durduğu ve gövde - bacak uzunlukları açısından yetişkin proporsiyonlarına da bu yaşta ulaştıkları gözlenmiştir.
  • Ergenlik dönemi süresince beden ağırlığı kızlarda 16 kg erkeklerde 20 kg artar.
  • Gerek kız gerekse erkek çocukların birçoğunda, ergenlik öncesinde ( 8-10 yaşlarında ) bedende yağ depolanması sonucu ağırlıkta belirgin bir artma görülür. Ergenlik dönemi boyunca ise erkeklerde ve kızlarda ağırlık artışı nedenleri farklıdır.
  • Erkekler kas gelişmesi iskelet kitlesinin artması
  • Kızlar yağ depolanması sonucu kilo alırlar.
  • Ağırlık artmasının en hızlı olduğu dönem, " büyüme hızı doruğu " 'dan altı ay sonra yaşanır  

ERGENLİK DÖNEMİ VE ÇOCUK AİLE İLİŞKİSİ   

        Ergenlik dönemini simgeleyen bir yontu yapılsa, ergen bir eliyle iten ve reddeden, diğer eliyle isteyen ve bekleyen şekilde gösterilebilirdi. Bir yandan yoğun bağımsızlık isteği, diğer yandan ait olma ve sahip çıkılma beklentisi bu dönemde yaşanan tipik çatışmalardandır. Ergenlik yoğun çelişki ve ikilemlerin yaşandığı bir dönemdir. Bu nedenle ergen, kendini tanıma yolunda büyük bir çaba harcamak zorunda kalır. Ben kimim? Nelerden hoşlanırım? Gücüm ve yeteneklerim nedir? Neleri yapamam? Gelecekte ne olacağım? gibi soruları henüz kendi yanıtlayamazken, bu gibi konularda birilerine yanıt verme ya da en azından etkileşime girmek zorunda kalır. Bir gün önce sevdiği bir giysiyi bir gün sonra neden sevmediğini anne ve babasına anlatmakta çok güçlük çeker. Dün işe yaramaz bulduğu bir fikri bugün neden savunduğunu kendisi de bilmiyordur, ama yine de sonuna kadar direnir. Bu durum gençlerle birlikte yaşayan erişkinleri de çok zorlar. Delikanlılık döneminin çalkantılarını atlatmış, dingin bir yaşamın keyfini çıkarmaya çalışan erişkinler de bu bilinmezliklerden huzursuz olabilir, nasıl baş edebileceklerini bilemeyebilirler. Bebeklik döneminden başlayarak kurulan, sağlıklı, karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan tutarlı bir ilişkiyle yetişen gençlerde bu karmaşa çok daha az yaşanır. Yine de, az da olsa duygusal git-gellerin yaşanabileceğinin bilinmesi anne, baba ve çocuk açısından bir aşı işlevi görmekte, koruyucu ve rahatlatıcı olmaktadır. 
        Kendine güven ve güvensizlik ergenlik döneminde en yoğun yaşanan çelişkilerdendir. Ergen bir yandan öne sürülen tüm örneklere karşın, eve geç vakit tehlikesizce dönebileceğini savunur. "Bana güvenmiyor musunuz? Bana bir şey olmaz." sözcükleri çok sık duyulur ergenin ağzından. Ancak aynı ergen, yolda adres sormaya utandığı için saatlerce yanlış yollara sapabilir. Ya da derste soru sormaya, komşudan bir fincan ödünç şeker istemeye çekinir. Bir yandan kendini vazgeçilmez biçimde hoş bulan genç, yüzünde çıkan bir sivilce ya da yatmayan saçı nedeniyle dünyanın en çirkin kişisi haline gelebilir! Çok kısa aralıklarla aşırı hareketli ve aşırı durgun olabilir. Kabına sığamayan, "eli, kolu durmayan" çocuğunuz, bir an sonra gözünü saatlerce tavana dikip yatabilir. 
Bir yandan başarılı olmak beğenilmek ister: Diğer yandan çalışkan olduğunda arkadaşları arasında komik duruma düşeceği , alay konusu olacağı yönünde bir endişesi olabilir. Bu dönemde başkalarının, özellikle arkadaşlarının ne düşündüğü onun için çok önemlidir. 
        Giyim, beğenilme ve ait olma duygusunun somut bir ögesidir. Arkadaşlar arasında adı geçen ya da benzemek istediği kişilerin üzerinde görülen giysiler ve markalar öne çıkar. Ancak, sahip olmak için o denli çaba gösterilen ayakkabılar bağları açık, partal bir görünümde giyilebilir, kot pantolonlar beyazlatılmak için duvarlara sürtülebilir, üzerine yazılar yazılabilir ya da kesikler oluşturulabilir. 
       İlgi duyduğu konular ve nesnelere ilişkin aşırı dikkat ve titizlik söz konusudur. Yapmak istemediği ya da ilgisini yeteri kadar çekmeyen bir konuda dikkatini toplamak çok zor bir uğraştır. Pek çok ana-babanın ortak tanımı olan "bakar-görmez" sözcüğü bu durumu oldukça güzel özetlemektedir. Yine "on kez, yirmi kez sesleniyorum, duymuyor" şeklinde yakınılan ergenler, kendilerine ilişkin bir fısıltıyı bile duyabilirler. 
Ergenlik döneminde gençler çok kırılgan olurlar. En ufak bir eleştiriyi benliklerine yapılmış bir saldırı olarak değerlendirebilirler. Buna karşın argo, kaba konuşma ve hitap biçimlerine en çok bu dönemde rastlanır. Aynı zamanda keskin birer gözlemci olma yeteneğinin tadını çıkaran ergenler acımasız birer eleştirmen olurlar. Onların yaptığı biçimdeki bir eleştiri sizden gelirse bunu kaldırmakta zorlanır, hiç unutmaz ve sizin kendinizi suçlu hissetmenize neden olur. 
         Özveri ve acımasızlık neredeyse aynı zamanda gözlenebilir. Babasının borçlanarak aldığı bir giysiyi, hiç düşünmeden bir arkadaşına armağan verebilir. 
        Büyümek ve gelişmek her çocuğun gerçekleştirmesi beklenilen hoş bir serüvendir. Ancak, her serüven gibi zaman zaman bilinmezliklerin yaşanması, beklenmeyen sürprizlerin ortaya çıkması da bu uğraşıyı daha meraklı hale getirir. 
Çelişkili davranış biçiminin belki en uç örneği bağımlıklar açısından yaşanabilir. Özgürlüklerine en düşkün oldukları bu dönemde bağımlılık onları çok ürkütür. Ancak, yaşadıkları karmaşa nedeniyle neye bağımlı olduklarını anlamadan bağımlı olabilirler. 
        Bu denli karmaşa içinde olan ergenlerin kendilerini sevebilen bir yetişkin olmaları için sevildiklerinden emin oldukları bir ortam içinde büyümeleri ön koşuldur. Çocuklar zaman zaman yaptıkları yaramazlıklarla büyüklerinin kendilerine olan sevgilerini sınarlar. "Beni ne kadar çok seviyorlarsa o kadar çok katlanırlar" mantığı çok yabancı olmasa gerek. Ancak yetişkinlerin de bunu "Seni çok seviyorum. Bu nedenle kendine olumsuz bir şey yapmana ya da olumsuz bir kimlik geliştirmene izin veremem şeklinde değiştirmesi gerek. Küçük yaştan başlayarak, konulan kuralların tartışılabileceği, gözden geçirilebileceği, ancak konulduktan sonra uyulması gerektiği çocuklara aşılanmalıdır. 
       Sağlıklı kurallar, çocuklara güven duygusu aşılayabilmenin temelidir. Tutarlı yaklaşımların çocukların daha bilinen bir dünyada yaşamalarına yol açar. Güvenli bir ortam bireyin kendini keşfetmesi ve sergileyebilmesi için elzemdir. Bir çocuk için annesi sağ ayağı ise, babası da sol ayağıdır. Bu iki ayağı ile attığı adımlar ne kadar sağlamsa o kadar yol katedebilir. Bu iki ayağın birbirine çelme taktığı durumlarda çocuk tökezler ve düşer . Zaman zaman çocuk tek ebeveynle yaşamak zorunda da kalabilir. Bu durumda da hayatta ya da yitirmiş olsun, birlikte olunmayan ebeveynin desteği hissettirilmelidir. Çocuk ve gençlerin sağlam dayanaklara gereksinimi vardır. Anne babanın kendine güven ve güçlülük duygusu çocuklarına da geçecektir. 
        Bir Dönem çok sık kullanılan bir sloganın yanlış anlaşıldığı görülmüştür. Çocuklarınızla arkadaş olun. Bu ana baba ve çocuk arasındaki sınırların, düzeyli ilişkinin, yönlendirmenin ve deneyim aktarımının önüne geçtiği zaman çok olumsuz sonuçlarla karşılaşıldı. Bu nedenle, sağlıklı anne-baba olma niteliklerinin akılcı bir biçimde gözden geçirilmesi sorgulanması ve yaşama geçirilmesi temel koşul olmalıdır. 
        Ergenlik dönemi gençlerin risk almaktan çekinmedikleri ya da olumsuz koşulları yeterince değerlendiremedikleri bir çağdır. Ana-baba duyguları da çocuğuna inanmakla riskli yaşantılardan korku arasında gidip gelir. Küçük yaşlarda çocuğa ne kadar çok zaman ayırır, duyarlı ve tutarlı davranırsanız ergenlik döneminde sorunla uğraşma olasılığı o kadar azalır. O güne değin pek çok olumlu özellik aşıladığımız ergen çocuğumuza güven duymak hem onu hem de bizi mutlu kılacaktır. 
Çocuğu ile açık ,güvenli ve dürüst bir ilişki içinde olan ana-baba aksaklıkları çok daha iyi fark edebilecektir. Böylelikle sorunlar büyümeden baş edilebilecek, bu da hem ana babaya hem de gence yeni bir güç ve dayanıklılık kazandıracaktır. 
Anne babalar çocuklarına sorumluluk duygusunu, ona örnek olarak aşılamalıdır. "Hakların " insanın doğuştan getirdiği bir olgu olduğu fikrine karşın, bunların bir ödev karşılığı kazanıldığı görüşü, çocukları yaşama hazırlar ve olgunlaştırır. Bununla eş zamanlı olarak olumlu davranışların fark edilmesi ve bunun çocuğa yansıtılması, güzellikleriyle var olmam duygusunu yeşertecektir. 
        Gençlerin, eve geliş-gidiş saatlerinin sorulmasından hoşlanmadığı söylenir. Ancak küçük yaşından itibaren anne ve babasının birbirlerine ve kendisine nerede oldukları ve kaçta gelecekleri aktarılan bir çocuğun, gençlik döneminde sorun yaşayacağı pek gözlenmemektedir. Anne ve babalar ergen çocuklarını yaptıkları itiraz ve tartışmaları kendilerine yapılmış bir saygısızlık, başkaldırı olarak görmemelidir. Bu, küçük çocuklarının büyüyüp bir birey olarak söyleyecek sözü olduğunun bir göstergesidir. Ancak, tartışmaların uygar, saygı çerçevesinde, kırıcı ve örseleyici olmadan da yapılabileceği düşüncesi çocuğa kazandırılmalıdır. 
         Gencin evine ve sevdiklerine bağlılığını sürdürerek bağımsızlığını kazanması en sağlıklı davranış biçimidir. 
         Bu onu istemediğimiz bağımlılıklarından korumak için en etkili yaşam biçimidir. 
        Ancak yine de çocuğunuz,

  • Derslerinin tümünde başarısız olmaya başlamışsa ya da notlarında ani ve belirgin düşüşler gösteriyorsa;
  • Arkadaşlarını sık sık değiştiriyor ya da onlardan uzaklaşıyorsa, çevreyle ilişkiden kaçınıyorsa;
  • Çok yoğun içine kapanıklık sergiliyorsa;
  • Hiçbir şeye ilgi duymuyor ve tüm etkinliklerden uzaklaşıyorsa ;
  • Geleceğine ilişkin planlar yapmıyor ve yoğun mutsuzluklar dile getiriyorsa;
  • Her zamankinden daha çok harcama yapıyorsa ; 
    bir sorununuz var demektir. En kısa sürede genç ve ailesi için bir uzman yardımı önerilmektedir.

ERGEN İLİŞKİLERİ VE BÜYÜME   

       Ergenlik

  • Dönemin başlama yaşı, cinsiyete ve ülkelere göre değişmektedir.
  • Ortalama olarak bu dönem, 11 yaşta başlar.
  • 11 - 13 yaşları arasına giriş dönemi (puberte dönem) diyoruz.
  • Ergen, ne çocuk ne de yetişkindir. Kimliğini belirlemeye çalışan bir bireydir.
  • Ergenlik (13-18 yaş = Doğan Cüceloğlu 1992 )
  • Her iki cinsiyetle de olgun ilişkiler kurabilme.
  • Eril ya da dişil toplumsal rolü gerçekleştirme.
  • Bedensel özelliklerini kabul etme ve bedenini etkili bir şekilde kullanma.
  • Ana babadan ve diğer yetişkinlerden duygusal bağımsızlığı gerçekleştirme.
  • Aile yaşamına ve evliliğe hazırlanma.
  • Bir mesleğe hazırlanma.
  • Davranışlarını yönetebilmek için gerekli değerler ve ahlaki sistem geliştirme.
  • Sosyal sorumluluklar isteme ve başarma.

       Aile ilişkileri:

  • Ergenlerin bu dönemde ailelerine olan bağımlılıkları azalır.
  • Hiçbir şey beğenmez, sürekli şikayet edecek bir şeyler bulurlar.
  • Eve istediği zaman girip çıkmak ister.
  • Ailesinin en ufak bir eleştirisine büyük tepkiler verir. Kendine yöneltilen eleştirileri kabul etmez, sürekli eleştirmeyi sever.
  • Boş vermişlik içindedir.
  • Anne babasının beğenileriyle alay eder.
  • Anne babasının düşüncelerini eskimiş bulur. Onlardan öğrenecek hiçbir şeyi kalmamış sanır.
  • Bu dönemde aileye büyük bir görev düşer. Aile bu davranışların bir süre sonra geçeceğini bilmeli ve sabırlı davranmalıdır.
  • Aileyle fikir bazında çatışma , isyankar tutum bu dönemde artar.

       Arkadaşlarıyla ilişkisi:

  • Ergen için arkadaşları çok önemlidir.
  • Arkadaşlarının kendisi için ne düşündüğü çok önemlidir.
  • Bu dönemde ergenler kendi aralarında arkadaş grupları oluştururlar.
  • Bu grupların kendi aralarında yazısız kuralları vardır. Kurallarına uyan kişileri gruplarına alırlar.
  • Her ergen bir arkadaş grubunda olmak ister.
  • Erkeklerin kurdukları gruplar daha kalabalıktır, ilişkiler yüzeyseldir.
  • Kızlardan oluşan gruplar daha küçüktür, ilişkiler ise daha sıkıdır.
  • Ailesi içinde geçimsizlik ve dengesizlik olan ergenlerde, bir baskı hakim ise masum arkadaş grupları yerine çeteye yönelir.

       Kız-erkek ilişkisi:

  • Ergenliğin ortalarına doğru, karşı cinse olan ilgi artar.
  • Ergen, karşı cinsin ilgisini çekebilmek için giyim kuşamına dikkat eder.
  • Ergenlik dönemiyle ilgili duygular:
  • Kızlar, erkeklerden daha erken duygusal olgunluğa ulaşır ve duygularını kontrol edebilirler.
  • Ergenin duygularında bir yoğunlaşma görülür, bunu ergen dışarı vurma ihtiyacı güder.
  • Ergen yaşadığı olumsuz duyguları bağırarak, ağlayarak, el - kol hareketleri yaparak belli eder.
  • Ergenin yaşadıkları olumlu duygularsa ergen şiir yazar, öykü yazar ya da hatıra tutar.
  • Ergen duygularını daha çok arkadaşlarıyla paylaşmaktan hoşlanır.
  • Aşık olmak bu dönemde baskın bir duygudur. Bazen bunu karşı cinse belli edebilir, bazen de duygularını saklamayı tercih edebilir.
  • Bu dönemde aşırı şekilde hayal kurma görülür.
  • Ergende yalnız kalma isteği vardır.
  • Ergen, sosyal ilişkilerden korkar.
  • Sevgi, ergenin ihtiyacı olan bir duygudur.

        Soyut işlemler:

  • Genelleme, tümdengelim - tümden varım zihinsel işlemleri rahatlıkla yapabilir.
  • Bir sorunun çözümünde bir çok faktörü görebilir ve ele alabilir.
  • Mecazi söyleyişi anlayabilir.
  • Miza ve espri anlayışı da gelişmiştir.
  • Mantık oyunlarını sever ve onlarla uğraşır.
  • Tartışmalara katılmayı sever.
  • İnsanlık, hürriyet, adalet ve din gibi soyut kavramları anlamaya başlarlar ve düşünebilirler.
  • Kişiye, yere ve zamana göre değişen görece kavramlar da bu dönemde edinilir.
  • Kuralların değişebileceğini kavramaya başlar.
  • Ergen kendi kendini çok eleştirir, kendini çok eleştirdiği için de herkes tarafından eleştirildiğini sanır.
  • Sanki herkesin dikkati onun üzerindedir, herkes onun dış görünüşüne çok önem vermektedir.
  • Ergenin ben merkezci düşünce biçiminin diğer bir özelliği de kendi düşüncesinin, kendi inançlarının en doğru en orijinal olduğunu sanmasıdır.
  • Ergen bir çelişkiler dünyasında yaşamaktadır. Bir yandan çevresindekilerin kendisine ilişkin düşüncelerine çok önem verirken, bir yandan da kendisini herkesten daha akıllı sanmaktadır.
  • Ergenler kendilerini olduğu gibi yargılamadan kabul eden, sevgi, saygı gösteren, güven ve destek veren özdeşim modelleri ile karşılaşma şansına sahip olurlarsa, sağlıklı bir kimlik geliştirebilirler.
  • Ergenlik dönemi, kısaca bireyin çevresiyle ve kendisiyle çatışma halinde olduğu bir dönemdir.
  • Kimliğe karşı rol karışıklığı ( ergenlik dönemi, 12-18 yaş = Erik Erikson )
  • Bu dönem boyunca, cinsel olgunlaşma ve beden büyümesi oldukça hızlıdır.
  • Kadın ya da erkek kimliği gelişir.
  • Arkadaşları ile toplumun söyledikleri birbirine uymadığı zaman çatışma olur.

       Genital Dönem ( 11-18 yaş = Freud )

       Cinsel çekicilik, toplumsallaşma, grup etkinlikleri, meslek planlaması ve yuva kurma gereksinmeleri belirir. Bu dönemin amacı, ergenin ana babasına olan bağımlılığından koparak aile dışındaki karşı cinsele olgun ilişkiler kurabilmeyi öğrenmektir.

        Büyüme:

        Ergenlik dönemi, büyümenin yeniden hızlandığı, biyolojik değişim ve olgunlaşmanın tamamlanarak çocuğun artık erişkin görünümüne girdiği dönemdir.

        NOT: Kızlar ergenliğe erkeklerden daha önce girdikleri için erkeklerden daha uzundurlar.

  • Erkekler,14 yaş civarında kızlara ulaşırlar ve onları geçerler. Aynı zamanda, 12-14 yaşları arasında kızlar erkeklerden daha ağırdır.
  • Kas kütlelerinde ¼ oranında artış görülür. Bu da ergenin sportif etkinliklere ve yoğun antrenmana hazırlıklı olmasını sağlar.
  • Kız çocukları ® 8-13 yaşlarında ergenliğe girebilir.
  • Erkek çocukları ® 9,5-15 yaşlarında ergenliğe girebilir.
  • Ergenlik süresi 2-6 yıl arasında sürebilir.
  • Ergenlik başlangıcında erişkin boyun % 80´ i olan boy uzunluğu
  • 2-4 yıl içinde erişkin boyun % 99´na ulaşır.
  • 10-12 yaşlar arasında kızlar erkeklerden daha iri olurlar.
  • Büyüme hızı doruğu kızlarda ® 9 cm/yıl
  • Erkeklerde ® 10,5 cm/yıl
  • Boy uzaması kızlarda ® 16-18 yaşlarında
  • Erkeklerde ® 18-20 yaşlarında durur.
  • Genelde kızların 14 yaşından sonra uzamalarının durduğu ve gövde - bacak uzunlukları açısından yetişkin proporsiyonlarına da bu yaşta ulaştıkları gözlenmiştir.
  • Ergenlik dönemi süresince beden ağırlığı kızlarda ® 16 kg
  • Erkeklerde ® 20 kg artar.
  • Gerek kız gerekse erkek çocukların bir çoğunda, ergenlik öncesinde ( 8-10 yaşlarında ) bedende yağ depolanması sonucu ağırlıkta belirgin bir artma görülür. Ergenlik dönemi boyunca ise erkeklerde ve kızlarda ağırlık artışı nedenleri farklıdır.
  • Erkekler   kas gelişmesi iskelet kitlesinin artması
  • Kızlar  yağ depolanması sonucu kilo alırlar.
  • Ağırlık artmasının en hızlı olduğu dönem, " büyüme hızı doruğu " ´dan altı ay sonra yaşanır.

ERGEN VE İLGİLERİ

   

        Kısaca ilgiyi tanımlarsak bireyin özel bir çaba harcamadan, zevk alarak bir eyleme yönelmesidir şeklinde tanımlanabilir. İlgi iç ve diş uyaranların etkisiyle oluşur. Müzik dinleme, kitap okuma, hocanın kravatına asılma gibi...

      İlgiler bireyden bireye bir çok faktöre bağlı olarak farklılaşabilir. Yaş, cinsiyet, zeka aile gibi faktörler en önemli olanlarıdır.

  • Yaşa göre insanların ömürleri boyunca ilgilerinde değişmeler olur. fakat en çarpıcı değişim ergenli yıllarındadır. değişen yaşla birlikte zihinsel olgunluk artar.    Değişen yaşla birlikte görev ve sorumluluklar artar. Böylelikle ergenin ilgileri de değişir. Mesela;üç yaşındaki çocuğun ilgisi oyuncaklarıyla oynamak ilen on beş yaşına gelince ilgisi kızlar peşinde koşmak olabilir.
  • Cinsiyete göre; kız ve erkeklerin ilgilerindeki değişiklikler iki nedene bağlıdır. Birincisi, her iki cinsin biyolojik farklılıklarından gelmektedir. Cinsiyet farklılığı beden yapısı, kas gücünde farklılıklar getirir. Mesela erkeklerin badi yapması, kızların ise el-sanat işlerine yönelmesi...
  • Cinsiyete bağlı ikinci değişken ise kültürel yargılardan gelmektedir. Kızların ev işlerine ilgi duyması gibi...
  • Beden yapısına göre; bazı etkinlikler sağlam bünye ve kas güce gerektirir. Fatih hocanın sandalye kaldırma ilgisi buna örnek olabilir.
  • Aileye göre; ailenin uğraşıları, ekonomik durumu ve anne-babanın beklentileri de ergenin ilgilerini etkiler. Aile kültürlü veya zengin  ise ergenin ilgileri de o derece zengin ve kültürlü olur.

 

       İlgi Çeşitleri

       İlgiler üç şekilde sınıflandırılır. 1-kişisel ilgiler 2-serbest zaman ilgileri 3-meslek ilgileri

  • Kişisel ilgiler:bireyin kendi tercih ve alışkanlıklarını kapsar. Saç tipinin amerikan olması veya kot pantolon giymesi gibi...
  • Serbest zaman ilgileri: Ergenin serbest zamanda yapmaktan hoşlandığı ilgilerdir. Müzik dinleme veya kitap okuma gibi...
  • Maslek ilgileri: ergenin mesleksel ilgilerini kapsar

       Serbest zaman ilgileri dönemden döneme değişir. Mesela genç biri kitap okumaktan hoşlanıyorsa yaşlı biri torunlarıyla oynamaktan  hoşlanır.

        Ergenlikteki Ortak İlgiler

       Ergenlikteki yaygın ortak ilgiler daha çok cinsiyete bağlı olarak değişir. Ergenliğin başında koleksiyon yapma, evcil hayvan besleme, şiir yazma, hatıra defteri tutma gibi ilgiler daha yaygındır.
Kişisel ilgiler  yani giyim, kuşam ergenliğin ortalarında devam eder. Karşı cinse ilgi  tüm ergenlikte sürer.
Macera ilgisi ergenliğin ortalarında başlayan bir ilgidir.

ONLAR NE ÇOCUK NE DE BİR YETİŞKİN   

       9-12 yaş grubunun yeni sendromu ´prebuluğ´. Bu ergenlik öncesi dönemde çocuklar başlarına buyruk davranışlarıyla ailelerini çileden çıkarıyor. Uzmanlar, anne-babalara çocuklarıyla iletişim kurmayı öneriyor.

       Cesurlar 
       Doç. Dr. Bengi Semerci: "Genç kızlar eskiden göğüslerinden utanırlardı. Şimdi saklamıyorlar." 

       Benciller 
       Prof. Dr. Kerem Doksat: "Artık çocuklar ´prebuluğ´ kavramını bile ailelerine karşı kullanıyor." 

       Farklılar 
       Pedagog Belgin Temur: "Çocuk ile iletişim içinde olmak önemli. Onlar ´farklılıklarının´ farkında!" 

       Sabır gerekiyor 

      Anne-Babalar artık ergenlikten önce ´prebuluğ´la tanışıyor. Hırçın, bilmiş ve duygusal davranan 9-12 yaş grubunun yaşadığı bu yeni sendromun ardında hem vücutlarının hem zihinlerinin erken gelişmesi var. Uzmanların ebeveynlere tavsiyesi ise ´sabır´.

       9-12 yaş grubunun sendromu: Prebuluğ 

       Ebeveynler çocuklarının ergenlik dönemine girmesiyle yaşanacak sorunlarla çok daha önce tanışıyor. Dokuz yaşındaki kızlar, genç oyuncu Hillary Duff´a tapıyor, ´büyüyünce´ Britney Spears olmak istiyor. Ablaları ve abilerinden farklı olarak ergenlik döneminden korkmuyorlar. Onlar ´prebuluğ´ çocukları.

      10 yaşındaki kızınız veya 12 yaşındaki oğlunuz sinirli çıkışlarla sizi şaşırtıyor mu? Her istediğini yapmaya çalışması, başına buyruk tavırları sizi rahatsız ediyor mu? Ergenlik öncesi vücudunda meydana gelen değişimlerden rahatsızlık duymuyorsa, hiç korkmayın. Onlar yaşadıkları her şeyi yüksek sesle dile getiriyor, yetişkinliğe adım atmaktan korkmuyorlar. Çevrelerindeki ve vücutlarındaki gelişimlerin farkında olan 9-12 yaş grubu, ´prebuluğ´ döneminin fazlasıyla farkında yani ergenlik öncesi dönemi yaşıyorlar. Üstelik genellikle buluğ çağında görülen hırçın, asi davranışlarının nedenini ´prebuluğ´a bağlıyor; anne-babalarına da bunu mazeret olarak gösteriyorlar.

       Tıptaki Adı ´Pre-Adolesan´ 
      Ergenlik öncesi sendromunun tıptaki karşılığı "pre-adolesan". Etkileri zannedildiği gibi bir basit sivilceyle geçecek bir dönem değil; aksine insanın tüm hayatını etkiliyor, kişiliğin temeli bu yaşlarda atılıyor. Psikiyatrist Prof. Dr. Kerem Doksat ise internet ve televizyonla beslenen bu kuşağın her şeyden haberdar olduğunu, hem ergenliği hem de ergenlik öncesi dönemi anne-babalarından çok farklı yaşadıklarını söylüyor: "Ergenliğe geçiş olarak bilinen bu dönemin en önemli özelliği, çocukların hep benmerkezci davranmasıdır. Artık çocukluktaki masumiyet gitmiştir ve menfaatleri öne geçer. Öyle ki anne ve babalarını kullanırlar. Zamane gençlerinin öğrendikten sonra kullanmayacakları hiçbir şey yok. Bu nedenle öğrendikleri ´prebuluğ´ kelimesini de ebeveynlerine karşı kullanıyorlar." Kişiye göre değişse de ergenlik dönemi ortalama olarak 12 yaşında başlıyor. Bundan birkaç yıl öncesine denk gelen ´ergenliğe geçiş dönemi´nde öncelikle çocukların vücudunda ufak da olsa değişiklikler başlıyor. Bu iç organların da değiştiği dönem. Örneğin kalp iki katına çıkıyor. Doç. Dr. Bengi Semerci´ye göre "prebuluğ" döneminde çocuklar, vücutlarında meydana gelen veya gelecek olan değişikliklere karşı meraklı oluyorlar: "Yetiştiriliş tarzına göre bu değişikliklerden sıkılma olabilir. Kızlardaki kamburluk gibi. Ancak toplumun bakış açısının değişmesiyle birlikte, bu döneme bakış da değişiyor. Eskiden bu dönem daha kapalı geçiyordu, çocuklar kendi içinde yaşıyordu. Şimdi ise özellikle toplumun bir kesiminde bunlar övünülecek bir şeymiş, ön plana geçmesi gereken özelliklermiş gibi yansıtılıyor. Önceki yıllarda genç kızlar göğüslerini saklamak için aşırı bir çaba gösterirken, şimdi ortaya çıkarmaya çalışıyorlar." Pek çok görüşe göre bunun içinde bulunduğumuz çağla ilgisi var. Çünkü onlar izledikleri televizyon programları ve okudukları dergiler aracılığıyla cinsel imajlara yönlendiriliyor. Örneğin, ilk rock albümüyle büyük ilgi toplayan 16 yaşındaki Joss Stone veya Jessica Simpson´ın kız kardeşi, 16 yaşındaki Ashlee Simpson gençlerin son zamanlardaki en büyük idolleri. Doğdukları günden bu yana kamera karşısında olan 18 yaşındaki Mary- Kate ve Ashley Olsen kardeşler, hit olmuş filmleri ve bir numaraya oturmuş albümüyle 17 yaşındaki Hillary Duff da yaşam tarzlarıyla özenilen isimlerden. Buna karşılık olarak genç kızlar da küçük yaşlardan itibaren onlar gibi olmaya çalışıyor, ergenliğe geçiş döneminde yaşadıkları küçük değişimleri gururla anlatıyorlar. Belki de reklamların etkisiyle, regl olduklarını büyük bir sevinçle anlatıyorlar! Çocukların erken yaşlarda yaşadıkları bu psikolojik değişimlerin bir başka nedeni de, vücutlarının erken gelişmeye başlaması. Çünkü artık beslenme şekilleri de çeşitlendi...

       Dinlemeyi Bilmek Gerek 
       Uzmanlara göre bu değişimler, anne-babaları korkutmamalı. Yapılması gereken, çocuklarının artık büyüyor olduğunu ve farklı zevkleri olabileceğini kabul etmek. Uzmanlara göre bu dönemdeki çocukların isteklerini de kendisine zarar verecek duruma gelmediği sürece kabul etmek gerekiyor. 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 06.11.2018 - Güncelleme: 29.02.2024 10:45 - Görüntülenme: 427
  Beğen | 1  kişi beğendi